Urala bu dünyaya Didem adıyla geldi. İstanbul’da, Türk bir ailenin kızı olarak doğdu. Altı yıl sonra, küçük erkek kardeşi de aileye katıldı. Lise eğitimini İstanbul’daki Koç Lisesi’nde tamamladıktan sonra, üniversite eğitimi için Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde psikoloji bölümünü onur derecesiyle bitirdi. Akademik olarak özellikle okul ortamlarında çocukların ve gençlerin sosyal-duygusal gelişimlerini desteklemeye odaklandı. Ardından Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

 

Akademik yolculuğunun ardından Türkiye’ye döndü ve İstanbul’da bir sivil toplum kuruluşunda birkaç yıl boyunca eğitim politikaları üzerine çalıştı. İşini ne kadar sevse de, yaşadığı ruhsal zorluklar nedeniyle bırakmak zorunda kaldı ve kendine bakmak için bir yıl ara verdi. İyileşmeye başladıktan sonra, babasıyla birlikte aile şirketinde insan kaynakları direktörü olarak çalışmaya başladı. Buradaki odağı; çalışanların iyi olma halini desteklemek ve kapsayıcı bir kurum kültürü geliştirmekti. Ancak birkaç yıl süren yoğun tempolu bir ofis yaşamının ardından, ruh sağlığı tekrar bozuldu ve bu kez otuz yaşında fiziksel olarak da hastalandı.

 

Zihinsel ve fiziksel olarak tükenmiş hissettiği bu dönemde, modern şehir yaşamının ve stresli ofis işlerinin kendisine uygun olmadığını fark etti. İçten içe, bambaşka bir yaşam biçimine – bambaşka bir varoluş haline – özlem duymaya başladı. İşte Urala’nın hikâyesi tam da burada başladı.